2022 Keyif Raporu

2022 Keyif Raporu

24 Aralık 2022 0 Yazar: artiz

Her sene olduğu üzere 2022 yılında da kişisel listemiz; okuduk, izledik sevdik ile karşınızdayız. Bu yıl twitter camiasındaki şahane insanlar sayesinde keşfettiklerimizle geçti genellikle. Elbette, tekrar tekrar döndüğümüz eser sayısı da az değil. İlk olarak filmler…

Buyurun bakalım.

İz: Tayfun Pirselimoğlu senaryosu, Yeşim Ustaoğlu yönetmenliği ve bir ilk film. Ama öyle bir ilk film ki iki ismin de filmografisinde ayrıksı durmakta. Atmosferiyle, kimlik temasına yaklaşımıyla ürpertici bir kara polisiye. Büyük dikkatle, tüylerimiz ürpererek izledik.

Okul Tıraşı: Ferit Karahan’ın filmi Okul Tıraşı gerçekçi bir filmin duygu sömürüsü anlamına gelmediğinin en güçlü ifadelerinden. Sinemayı ihmâl etmeden meselesini aktarabilmek son zamanlarda az rastlanır bir nitelik gibi. Bu da Okul Tıraşı’nı daha değerli kılmakta.

Microhabitat: Jeon Go – Woon yapımı Microhabitat, kalbimize işleyen filmlerden oldu. Geçmişle kurulan bağ, o geçmişi bugüne taşıyamamak, herkesin kendi yoluna gitmesi ve tatlı bir melankoli.

Küçük Anne: Celine Sciamma’nın Küçük Anne filmi ufak bir hazine. Kabakçığın Hayatı gibi nefis bir animasyonun senaristi de olan Sciamma çocuk dünyasına ne kadar hâkim olduğunu hatılatıyor. Fantastik ile gerçeklik arası gidip gelen anlatı yapısı da cabası. Sessiz, sakin, etkisi yüksek bir seyirlik.

Beden ve Ruh: Ildiko Enyedi imzalı Beden ve Ruh rahatsız edici, yıpratıcı, mistik bir birbirini, dolayısıyla kendini bulma filmi. Tüm yıkıcılığına rağmen umut da veriyor. Rüya sekanslarına ise bayılmıştık.

Lübnan Semaları: Chloe Mazlo yönetmenliğindeki Lübnan Semaları tam bir kendini iyi hisset filmi. Savaşa bakışı, aşkla, şiirle, yıldızlarla örülü hikâyesi ve herkesin rahatlıkla anlayabileceği metaforik ögeleriyle tekrar tekrar dönülür.

Sahne Işıkları: Chaplin’in veda mektubu. Filmi izleme listemizde öne çekmemize nedense şu: Erhan Tuncer’in hazırladığı İhsan Yüce biyografisi kitabında, Yüce’nin bu filme karşı duyduğu büyük tutku. Hoş bizim için Buster Keaton ile Chaplin’i yan yana izlemek bile yeterdi ama film derin bir kalp sızısı bırakmakta.

Kimse Fark Etmiyor: Koreeda çok sevdiğimiz yönetmenlerden. Kimse Fark Etmiyor sonrasıysa başucu yönetmenlerimiz arasına girdi. Film tüm hüznüyle birlikte insanı sarıyor. Koreeda’nın karakterlerini yargılamaması ise değerli.

Banka Önünde Olay: Ruben Östlund kısası Banka Önünde Olay, tek plan çekimiyle ele aldığı yolunda gitmeyen banka soygunu hikâyesinde absürt mizahıyla epey güldürmeyi başarıyor.

Dayım: Tayfun Pirselimoğlu kısası Dayım hatırlamanın büyüsüne, bir çocuğun ilk kahramanına, nesnelerin hikâyelerine ve çağrışımlarına, hiç kimseye benzemeyen bir insana yönelik nefis bir hikâye.

Top Gun – Maverick: Joseph Kosinski’nin yönettiği Top Gun filminin uzun yıllar sonra gelen devamı iyi ki Tom Cruise hala bizimle dedirtirken, bir gişe filminin hala heyecan verici olabileceğini gösteren bir yapım olarak da öne çıktı. Cruise’un sinema sevgisi inanılmaz…

Kamera Wo Tomeruna: Harika bir dostun yoğun önerileriyle izlediğimiz ve inanılmaz keyif aldığımız çılgın bir film. İlk yarısına tahammül edebildikten sonra (ki bu konuda uyarılmıştık) neredeyse filmin devamı boyunca kahkahalara boğulduk. Bir zombi filminin ne denli zorluklarla yapılabileceğine ve set çalışanlarının nasıl zorluklarla karşılaştığına şaşırmak mümkün. Üstelik bu sene yeniden çevrimi de gelmiş.

Bu Yıl Sıklıkla Döndüklerimiz

Zor Ölüm Üçlemesi
Sakıncalı Düşünceler (Dangerous Minds)
Birkaç İyi Adam (A Few Good Man)
Jackie Chan Filmleri