2022 Keyif Raporu: Okuma Listesi

2022 Keyif Raporu: Okuma Listesi

26 Aralık 2022 0 Yazar: artiz

Listelerimize okuyup sevdiklerimizle devam ediyoruz…

Stephen King – Kule: Uzun soluklu bir serüvenin final kitabı. Silahşorların arayışları nihayete ermek üzere… Her ne kadar herkesi tatmin etmesi zor bir eser olsa da bizim kıymetlimiz oldu.

J. K. Rowling – Harry Potter Serisi: Nihayet… Nihayet… Nihayet… Soluksuz okuduk. Her sene döneriz efenim 🙂

Carson McCullers – Kadransız Saat: Bu yıl okuduğumuz en iyi kitap. Üzerimizde öyle bir etki bıraktı ki nerede anarsak analım kitabı tavsiye eden, harika okur, yazar Banu Yıldıran Genç’e teşekkürlerimizi iletiyoruz. Yine iletelim… Kadransız Saati bizim için bu denli vurucu yapan ilk defa bir insanlık suçu olan ırkçılıkla alakalı mağdur tarafından değil ağırlıklı olarak failler tarafından bir bakış okumamız. Ve romanın geçtiği dönemin ayrımcılığın normal olduğu bir dönem olması. Kendi içimizdeki ırkçılıkla da yüzleşmeye çalıştık desek yeridir. Elbette roman çok daha fazlası…

Bade Osma – Tatavla’da Bir Delirme Vakası: Sayın Bade Osma gibi ufuk açıcı bir edebiyatçıyla, edebiyat tutkunuyla tanışmamız da büyük şans efenim. Tatavla’da Bir Delirme Vakası biçim-içerik uyumunun şahane örneklerinden biri. Ayrıca, mekânların nasıl karakter haline getirilebileceğini, nefes alan alanlar olarak sunulabileceğini de kanıtlıyor.

Georges Perec – W: Perec’in yanılsamalı hatıralar denizinde yüzmek (böyle cümleler kurmamı umarım affedebilirsiniz efenim :)) harika bir deneyimdi.

Oktay Akbal – Garipler Sokağı: Oktay Akbal ile tanıştığımızda çabucak çarpılmıştık. Sade anlatımın böyle güçlü bir etki bırakması, temiz bir dil… Bu unsurlara pek kafa yormazdık lakin artık yoruyoruz. Garipler Sokağı, adından anlaşılacağı üzere bir sokak odağında yaşayan insanların hikâyelerine dahil ediyor bizi. Son dönemde bu tarz çok karakterli fakat pek bir ana karakteri yokmuş gibi duran eserlere rastlayamadık. Varsa da gözümüzden kaçmıştır.

Stephen King – Uykusuzluk: Yine mi King! Evet, yine… Uykusuzluk yeniden basılmasını beklediğimiz ve ömrümüzü çürüten eserlerdendi. Okuduk sevdik. King’in en derinlikli romanlarından sayılabilir. Kader, tesadüf tartışmaları, gerilimi ve Kara Kule serisiyle bağlantılar. Bizim için daha ne olsun.

Melisa Parlak – Avunma Mekanizması: Melisa Parlak da bu sene iyi ki tanıdık dediğimiz yazarlardan. Avunma Mekanizması şaşırtıcı bir öykü kitabı. Hem benzerlik hissi yaratıyor hem de oldukça özgün. Çıkış fikirleri yaratıcı öykülerde dolaşmak, Parlak’ın derdini anlatırken didaktiklikten kaçınabilme bilme başarısıyla kurduğu anlatımlarında gezinmek çok iyi geldi.

Arno Gruen – İhanete Uğrayan Sevgi: Normalliğin Deliliği kitabıyla bizi duvardan duvara çarpan Gruen’in İhanete Uğrayan Sevgi kitabı da bir o kadar etkili. Gruen’in fikirlerine katılın, katılmayın, tartışın, reddedin, sahiplenin… Ne olursa olsun dileriz bir defa yolunuz bu yazarla kesişsin.

Raymond Carver – Fil: Biri bize Carver’ın nasıl ortada hiçbir şey yoktan yahut nasıl günlük olandan, sıkça karşılaşılandan hareketle, usul usul akan, etki ölçeği yüksek öyküler kurabildiğini açıklasın lütfen.

Zeyn Joukhadar – Yıldız ve Tuz Haritası: Bu senenin yine en fazla etkilendiğimiz kitaplarından. Joukhadar kitabı ile sahaf gezisinde, tesadüfen tanıştık. İki koldan akan hikâye bir taraftan Suriye’deki savaşa trajik ve gerçekçi bir bakışla bakıyor. İkinci hikâye ise dünyadaki yerimizle, haritalarla, sınırlarla, keşifle, mitolojiyle el ele… Romantizm dozu da oldukça yerinde. Kalbimize işledi.

Italo Calvino – Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu: Açıkçası bizi zorladı ve tam idrak ettiğimizi düşünmüyoruz lakin Calvino okuduğumuzu belirtelim dedik… Ayrıca kurmaca bir kitap evrenindeki kurmaca kitapları (ah açıklayamadık) okumak ve kitaplarla buluşan insanlar harika hissettirdi.

Semih Öztürk – Telaş Bandosu: O bizim şahane komşumuz, yönetici olsak aidat almayız, öyle severiz yani 🙂 ama Telaş Bandosu bir başka. Kalbimizi titretti. Kurmaca ile gerçeklik arası salınan öyküler, yazarın edebiyat sevgisini, yaşam tutkusunu, nefes almanın büyüsünü hissettiren metinler. Tekrar tekrar okuyoruz. Kaldı ki bizim oralarda geçiyor ve evet bu bazen algımızı bozuyor. Evden çıkınca öyküde miyiz gerçeklikte mi bilmiyoruz. İşte buna tutkunuz.